Rum basınında bugün yer alan bir haberde, perde gerisinde Rum kesimi ile Chevron şirketi arasındaki müzakerelerin, esasında tek yanlı olarak ilan edilen Rum “Münhasır Ekonomik Bölgesinde” yer alan 12’inci parseldeki Afrodit yatağıyla ilgili güncellenmiş plan sebebiyle yeniden başladığı belirtildi.
Haftalık Kathimerini gazetesi “Afrodit’in Perde Gerisi” başlıklı haberinde, Vasiliko terminaliyle ilgili skandal ve Great Sea Interconnector projesiyle ilgili büyük tartışmanın tam ortasında Afrodit yatağının yalnızca önemli bir enerji projesi haline gelmediğini belirterek, bunun “Kıbrıs” doğal gazının üretimi konusundaki en önemli proje olduğunu, aynı zamanda gerek Rum Yönetimi, gerek de bölge açısından kritik bir jeopolitik ve jeo-ekonomik konjonktürde Rum kesiminin enerji planlaması açısından potansiyel başarısızlıklar ağına da dahil olduğunu yazdı.
Rum kesiminin Chevron şirketine ültimatom verme kararının enerji konusundaki gelişmeleri takip eden tecrübeli gözlemcileri şaşırttığını ve bunun şirketle olan müzakerelerdeki zor denkleme işaret ettiğini kaydeden gazete, şirketin başlangıçta bu ültimatoma tepki gösterdiğini ancak şirketin daha sonra yalnızca güncelleştirilmiş bir kalkınma planıyla geri dönmekle kalmayıp, geçen hafta yaptığı bir açıklamada yeni önerisinde Rum kesiminin isteklerini karşıladığına dair bir açıklamada bulunduğunu anımsattı.
Konu hakkında “çok iyi bilgi edinmiş kaynaklara” dayanarak perde gerisinde Rum kesimi ile Chevron şirketi arasındaki müzakerelerin esasında Afrodit yatağıyla ilgili güncellenmiş plan sebebiyle yeniden başladığını ve önümüzdeki dönemde Afrodit yatağının kaderiyle ilgili tüm senaryoların açıkta olduğunu kaydeden gazete, şirketin son aylarda Rum enerji bakanlığını by-pass ederek doğrudan başkanlıkta görüşmeye çalıştığını ve meselenin ABD Dışişleri Bakanlığına kadar ulaştığını ifade etti.
Bununla birlikte Chevron şirketine verilen ültimatomun tecrübeli gözlemciler tarafından başlangıçta blöf olarak algılandığını ancak nihayetinde şirketin yeni bir güncellenmiş planla geri gelmesi konusunda bunun katalizör görevi gördüğünü yazan gazete, Afrodit yatağının kalkınması konusunda alınacak herhangi bir kararın üç önemli unsur arasında bir kesişme noktasına sahip olmasının gerekmesinden ötürü, önümüzdeki haftaların Afrodit yatağının kaderi açısından oldukça önemli olarak addedildiğini belirtti.
Gazete bu üç önemli unsuru, Chevron gibi bir Amerikan şirketinin sözde Rum MEB’inde bulunmasının jeopolitik etkisi, Rum Yönetimi açısından doğal gaz üretiminden azami kar elde edilmesi ve Rum Yönetiminin enerji projelerinin son yıllarda bir başarısızlık alanı olması şeklinde sıraladı.
Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in bu ay sonunda New York’ta gerçekleştirilecek BM Genel Kurulu çerçevesinde geçen yıl olduğu gibi Chevron şirketinin üst düzey yetkilileriyle görüşeceğini, Rum Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiyu’nun ise önümüzdeki dönem içerisinde ABD’nin Houston kentinde düzenlenecek bir toplantıda bir dizi temasta bulunacağını da kaydetti.
Gazete “konu hakkında bilgisi bulunan kaynaklara” dayanarak, gerek ticaret bakanlığının gerek de hukuk dairesinin Afrodit yatağının geleceğiyle ilgili nihai kararların temel kriterinin ticari/ekonomik boyut olduğunu düşünmelerine bağlı olarak, son kararın doğal olarak Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’i ilgilendirdiğini ekledi.