Türkiye İletişim Başkanlığınca düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'nin (Stratcom Summit'23) kapanışında konuşan Altun, zirvenin üçüncüsünü başarıyla icra etmiş olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

30 ülkeden gelerek zirveye katılan panelistlere şükranlarını sunan Altun, zirvenin organizasyonunda emeği geçen tüm mesai arkadaşlarına da teşekkür etti.

Altun, zirvede iki gün boyunca tüm dünyayı tehdit eden hibrit tehditlere karşı nasıl, hangi yol ve yöntemlerle mücadele edeceklerini konuştuklarını ve müzakere ettiklerini belirtti.

İştirak ettikleri konuşmalarda, panellerde ve sunumlarda hemen herkesin küresel alanda etkin bir işbirliğinin önemini vurguladığına dikkati çeken Altun, "Şunun bir kez daha farkında oldum. Biz, stratejik iletişimciler olarak bireyleri, toplumları, kültürleri, devletleri, demokrasileri hedef alan hibrit tehditlere karşı etkin bir işbirliği içinde olmalıyız." diye konuştu.

Altun, insanlık olarak karşı karşıya olunan risk ve tehditlerin boyutları konusunda herkesin hemfikir olduğunu kaydetti.

Öte yandan, tehdidin boyutuna ve büyüklüğüne rağmen umudu canlı tutmaya yönelik yol ve yöntemler geliştirilmesi gerektiğini de hep birlikte idrak ettiklerini aktaran Altun, Hölderlin'in "Tehlikenin büyüdüğü yerde, kurtarıcı güç de büyür" sözünü hatırlattı.

Altun, "En büyük gücümüz, kurtarıcı gücümüz vicdanlı aktörlerin işbirliğidir. Küresel vicdan en temel dayanak noktamızdır. Dayanışma ruhu, bu bağlamda öyle inanıyorum ki zirvemizin en önemli çıktısı olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

Hibrit tehditler olarak öne çıkan vesayet savaşlarına, siyasal manipülasyonlara, ekonomik baskı unsurlarına, düzensiz göçlere, uluslararası hukuk manipülasyonlarına, enformasyon yarışlarına ve dezenformasyon savaşlarına karşı stratejik iletişimciler olarak bir direniş hattı kurulabileceğine kani olduklarını anlatan Altun, "Bu meydan okuma ve sınamalara karşı dayanıklı yapılar oluşturmak zorundayız. Bu nedenle Stratcom platformunu küresel bir çatı haline getirme çabası içindeyiz." ifadelerini kullandı.

Bugün küresel meydan okuma ve sınamalar karşısında uluslararası sistemin içinde olduğu çaresizliğin herkesin malumu olduğunu belirten Altun, iki gün boyunca bütün konuşmalarda, müzakerelerde bu hususun altının net bir şekilde çizildiğini kaydetti.

Altun, eskiden uluslararası sistemin küresel sorunları, meydan okumaları ele alma konusunun elitlerin bir meselesi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Fakat bugün dünya halkları nezdinde tecrübe edilen bir küresel gerçekliğe dönüşmüş durumda. Küresel sistemin işlemeyişi, küresel meseleler karşısındaki çaresizliği artık halkların gündelik hayatının bir unsuru bu. Çünkü savaşlar, çatışmalar, hibrit tehditler artık dünya halklarını ciddi anlamda tehdit eder boyuta ulaşmıştır ve dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir halk, hiçbir toplum bu küresel meydan okumalara karşı, bu tehditlere karşı duyarsız kalamaz noktada."

İnsanlık olarak sorunun, "küresel adaletsizlik sorunu" olduğunu vurgulayan Altun, hep birlikte bu küresel adaletsizliğe karşı mücadele etmek zorunda olduklarını vurgulayarak, "Bu sorunla mücadele etmenin yolu, küresel adaletsizliği ayakta tutan mekanizmaları ortaya koymak ve onlar karşısında küresel bir bilinç inşa etmektir." dedi.

Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Daha adil bir dünya mümkündür" ve "Dünya beşten büyüktür" mottolarının da esas itibarıyla bu küresel bilincin inşası için formüle edildiğini söyledi.

"Özgürleşme fikirle, direniş sözle başlar" diyen Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küresel adaletsizlikle, onun arkasındaki emperyalist zihniyetle mücadelede vicdan sahibi stratejik iletişimciler anahtar bir konumdadır. Zira, küresel iletişim ağları, küresel medya şirketleri bugün ne yazık ki küresel adaletsizliği derinleştiren, adeta kurumsallaştıran yapılara dönüştürülmüş durumdadır. Eskiden sofistike haber manipülasyonlarıyla yaptıklarını artık dezenformasyonla, yalan haberlerle yapmaya çalışıyorlar."

Altun, söz konusu küresel ağların, medya şirketlerinin bunu yaparken de sosyal medya şirketleri ile birlikte kendilerini, faaliyet gösterdikleri ülkelerde devletlerin, yasaların üzerinde gördüklerini ve kendi çıkarlarını kamu menfaatlerinin önüne koymakta tereddüt etmediklerini dile getirdi.

Fahrettin Altun, "Biz, hak geldiğinde batılın zail olduğuna inanıyoruz. Buna inanmakla mükellefiz. Tam da bu nedenle içinde yaşadığımız bu hibrit tehditler çağında hakikat mücadelesi vererek, yalan endüstrisine galebe çalmak zorunda olduğumuza inanıyoruz." dedi.

Yol haritalarını; farkındalık oluşturma, küresel alanda örgütlenme ve etkin bir koordinasyon olarak açıklayan Altun, "Küresel vicdan sahibi bütün aktörlerin bu sürece omuz vermesiyle birlikte dünya üzerindeki zulüm çarkını hakikat ve adalet odaklı bir anlayış ve mücadeleyle inşallah yerle yeksan edeceğiz. Bunun için önce farkındalık oluşturacağız. Ardından küresel alanda örgütleneceğiz. Ve etkin bir koordinasyonla yalana, dezenformasyona ve hibrit tehditlere karşı mücadele edeceğiz." diye konuştu.

Altun, niyet beyanını açıkladı

Türkiye Ticaret Bakanlığı, İsrail ile ticareti durdurma sürecinin detaylarını açıkladı Türkiye Ticaret Bakanlığı, İsrail ile ticareti durdurma sürecinin detaylarını açıkladı

Altun, konuşmasının sonunda, davetlerine icabet eden ülkelerin bakanlarına, üst düzey yetkililerine bir kez daha teşekkür ederek, Stratcom Genel Sekreterliğince, alanında uzman akademisyen ve araştırmacıların düşünce ve önerilerinden oluşan ve üzerinde mutabık kaldıkları niyet beyanını paylaştı.

Niyet beyanında şu ifadeler yer aldı:

"24-25 Kasım 2023 tarihinde İstanbul'da 'Hibrit Tehditlerle Küresel Mücadele: İstikrar, Güvenlik, Dayanışma' temasıyla düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi’nde bir araya gelen bizler, dezenformasyonun demokrasileri yozlaştırdığını, bireysel hak ve özgürlükleri hedef alarak yıkıcı etkiler yarattığını vurgulayarak,

Gerçek barışın ancak adalet ve hakikatle mümkün olduğunu hatırlatarak, küresel vicdanı kanatan, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden ve savaş suçu işleyen İsrail’in Gazze'de sürdürdüğü işgali ve katliamı kınayarak,

Gazze’de yaşananlara dair uluslararası toplumu aydınlatan, bu süreçte en önemli görevi üstlenen ve İsrail zulmü sonucunda hayatını kaybeden basın emekçilerinin aziz hatırasını yad ederek,

İsrail zulmünün medya mensuplarını hedef alarak, uluslararası kamuoyunun doğru ve sağlıklı bilgiye erişimini engellemeye ve kendi karanlığı içinde ürettiği yalan haberlerle hakikati kirletmeye ve çarpıtmaya yönelik tüm faaliyetlerini şiddetle kınayarak,

Bilgi manipülasyonlarının devletlerin egemenliğini, kamu kurumlarının güvenilirliğini ve vatandaşların doğru bilgiye erişme hakkını hedef aldığını göz önünde bulundurarak,

Dezenformasyona, mezenformasyona, her türlü bilgi manipülasyonlarına karşı topyekun mücadele edeceğimizin altını çizerek,

Ulusal ve uluslararası güvenliği bütüncül bir yaklaşımla ele alarak,

Hakikati stratejik iletişim yöntemleri ışığında dünya kamuoyuna etkin bir şekilde anlatarak,

Hibrit tehditler karşısında konvansiyonel yöntem ve araçların yetersiz kaldığını ve küresel düzlemde barış, güvenlik, istikrar ve dayanışmaya hizmet etmek için stratejik iletişim araçlarına ihtiyacımız olduğunu kabul ederek,

Dezenformasyonla mücadele, kriz iletişimi, halkla ilişkiler, kamu diplomasisi, sivil hazırlık, farkındalık ve koordinasyonun güçlendirilmesi alanlarında küresel işbirliklerine ve tecrübe paylaşımlarına ihtiyacımız olduğunu bilerek,

Hibrit tehditlerin barış, kriz, çatışma ve savaş arasındaki ayrımı ortadan kaldırdığının farkında olarak,

Ulusal, bölgesel ve küresel boyutlarda karşı karşıya kaldığımız tehditlerle mücadelede sektörler arası uzmanlığın, koordinasyonun ve tecrübe paylaşımının önemini ifade ederek,

1- Hakikati, şeffaflığı, hesap verilebilirliği ve güven inşasını ilke edinen bir stratejik iletişim vizyonunu kurumsallaştırmanın ve bu doğrultuda ölçüt ve standartlar geliştirmenin önemini vurguluyoruz.

2- Hibrit tehditlere karşı direncimizi artırmak adına ulusal güvenlik ve savunma mekanizmalarını reforme ederek esnek, çok yönlü ve bütüncül mücadele stratejileri üreteceğimizi belirtiyoruz.

3- Kırılganlıkların tespiti, ortadan kaldırılması ve hibrit tehditlere karşı her katmanda dayanıklılığın artırılması hedefiyle kurumsal ve güçlü mekanizmaların oluşturulmasını önceliyoruz.

4- Stratejik iletişim paydaşları olarak hibrit tehditlere karşı, bir mücadele kalkanı ve model uygulamalar geliştireceğimizi taahhüt ediyoruz.

5- Kamu iletişimini temel bir hizmet alanı şeklinde ele alıyor, insan ve vatandaş odaklı ortak bir strateji adına etik değerleri merkeze aldığımızı beyan ediyoruz.

6- Yapay zeka başta olmak üzere teknolojinin sağladığı imkanları dünya kamuoyunu doğru, etkin ve zamanında bilgilendirmek için kullanacağımızı ve bu teknolojik imkanları hakikati tahrif etmek, sahte ve manipülatif içerikler üretmek için kullananlarla mücadele edeceğimizi ifade ediyoruz.

7- Küresel hakikat mücadelesi için diyalog mekanizmalarının çeşitlendirilmesini ve ortak çalışmaların teşvik edilmesini değerli buluyoruz.

8- Dünyayı etkileyen savaş, çatışma ve tehditlere karşı daha adil, barışçıl, dayanıklı ve istikrarlı bir uluslararası toplumun inşasına katkı sunacağımızı taahhüt ediyoruz."

Açıklamanın ardından Altun, katılımcılar ve Stratcom ekibiyle hatıra fotoğrafı çektirdi.