Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Halk Konseyi’nin yeni dönem ilk bilgilendirme ve istişare toplantısı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başkanlığında gerçekleşti.
Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, bu yılın ilk toplantısına TMT Derneği, Sönmezliler Ocağı, Erenköy Mücahitler Derneği, Emekli Subaylar Derneği, Emekli Astsubaylar Derneği, Emekli Polisler Derneği, Dr. Küçük Vakfı, Rauf Raif Denktaş Düşüncülerini Yaşatma Derneği, Topraksız Vatan Olmaz Hareketi, Muratağa Atlılar Sandallar Şehitlerini Yaşatma Derneği, Mücahit Komutanları Derneği, Emekli Mücahitler Derneği, KKTC Milli Varoluş Konseyi Derneği, KKTC Tanıtma Yaşatma Derneği, Umuda Yolculuk Derneği ve Ulusal Mücadele Vakfı’nın başkan ve temsilcileri katıldı.
Cumhurbaşkanı Tatar, toplantıda yaptığı konuşmada; Kıbrıs Sorunu, Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurul Toplantısı, New York temasları, New York’ta gerçekleşecek olan gayriresmi üçlü yemek ve bölgede yaşanan son gelişmelerle ilgili bilgi verdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorununun çözümü için yıllardır federasyon temelinde çözüm modeli üzerinde resmî müzakereler yapıldığını ancak antlaşma istemeyen ve müzakere masasını terk eden tarafın her zaman Rum tarafı olduğunu söyledi.
Annan Planı’nı reddeden Rum tarafının, 2017 yılında Crans Montana’da resmî müzakerelerde masayı yine terk ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, buna karşılık Rum tarafının tanınan bir devlet olarak yoluna devam ettiğini ancak Türk tarafına ise geçmişte söz verilmesine rağmen ambargo ve izolasyonların kaldırılmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Seçimini, ‘Kıbrıs Sorununun çözümü için iki devletin iş birliğine dayalı bir çözüm modelini savunarak’ kazandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, göreve geldikten sonra Kıbrıs meselesinde yeni bir siyaset ortaya konulduğunu kaydetti.
Cenevre’de gerçekleştirilen 5+1 gayriresmi Kıbrıs görüşmesinde, müzakerelere başlamak için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmesi ile iki devletli çözüm modelinin ilk kez açıklandığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin belirlenen yeni siyasete destek verdiğini ifade etti.
Birleşmiş Milletler’in gerçekleştirdiği son 3 genel kurul toplantısında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve Kıbrıs Türkü’ne uygulanan haksız ambargoların kaldırılması çağrısı yaptığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, müzakerelere müktesep hakların tescili ile başlanacağının açıklandığını dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni siyasete tam destek verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk kez 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili oy birliği ile geçen tezkerenin ardından ikinci kez oy birliğiyle geçen tezkerenin, 2024 yılında federasyondan vazgeçilip Kıbrıs’ta iki devletin iş birliği ile bir antlaşma siyaseti olduğuna dikkat çekti.
Kıbrıs’taki İngiliz Üslerinin yanı sıra Amerika ve diğer ülkelerin konuşlanmasıyla Güney Kıbrıs’ın askeri bir üs ve hedef haline geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar; jeopolitik, jeostratejik ve milli çıkarlar açısından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin öneminin daha da arttığını vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle Kıbrıs meselesinin çözümünde yeni milli siyaseti yürütmeye devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, federasyon çözüm modelinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “tüketilmiş ve bitmiş” olduğunu kaydetti.
Federasyon temelinde bir antlaşma ile Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğü ve askeri varlığının sona ereceğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunun çözümü için BM Güvenlik Konseyi kararlarının dışına çıkılmamasını savunan muhalefete seslenerek, “BM tarafından, Gazze ve Lübnan’da gerçekleştirdiği saldırılara son verilmesi istenen ancak geri adım atmayan İsrail’e baksınlar” dedi.
‘BM’nin devrede olduğu ve görüşmelerin 2017 yılında bırakılan yerden başlanması konusunda baskı yaptığı’ şeklinde kamuoyunun farklı yönlendirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, öyle bir baskının olmadığına dikkat çekti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, "Antlaşma olacaksa, özgürce pazarlık edilecek ve herkesin rızasıyla bir antlaşma uygulamaya girecek" şeklinde konuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar; "ambargo, izolasyon ve baskılarla milli kimliğimizden vazgeçip federasyon gibi görünse de Anayasa değişikliğiyle Kıbrıs Cumhuriyetine yama olmayacaklarını, adil ve uzlaşıcı olarak konuya bakmalarını" söylediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, kendisini anlayışla karşılayan BM Genel Sekreteri Guterres’in ise "Tarafları baskıyla antlaşmaya zorlamayacaklarını, tarafların kendi iradesiyle bir antlaşmaya ulaşacağını" söylediğini kaydetti.
Guterres’e adaletten, ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğinden bahsettiğini de aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı’nda verilen ancak tutulmayan sözleri de hatırlattığını ifade etti.
New York’ta gerçekleştirilen ve aralarında bazı Kıbrıslı Türk milletvekillerinin de bulunduğu Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda Türkiye için işgalci denildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, "Bazı makamların kendi kişisel çıkarları için milli siyasete zarar verecek şekilde GKRY’deki bazı partiler veya dünyadan sosyalist temsilcilerle bir araya geldiğini ancak milli siyasete zarar vermelerini asla kabul etmeyeceklerini" kaydetti.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in de aynı sıralarda Sosyalist Enternasyonal toplantısı için New York’ta bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, orada Özel’in AKEL parti temsilcisinin “Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci bir kuvvet olduğu” yönündeki söylemine koyduğu tepkinin de önemli olduğunu aktardı.
Müzakerelere başlamak için ortak zemin arayan BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Angela Holguin’in görevinin 12 Temmuz itibarıyla sona erdiğine ve “Ortak zemin bulunamamıştır” dediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, ortak zemin bulunabilmesi için, direk uçuş, direk ticaret ve direk teması talep ettiklerini ancak kabul görülmediğini vurguladı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüşmesinde iletişim ve diyalogdan kopmayacaklarını ve kopmak istemediklerini söylediğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, gelinen aşamada 4 yıldan beri sürdürülen yeni siyasetin, iş birliğini gerektirdiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Ortak bir zemin olmadığı için, şu an resmi bir müzakere sürecine girmemiz mümkün değil. Enterkonnekte sistem olsun, su olsun, elektrik olsun, düzensiz göçmenlerin önlenebilmesinde ve diğer hususlarda iş birliği yapabiliriz” şeklinde konuştu.
Müzakere masasına ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulü ile oturmaya hazır olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, diplomasiden diyalog ve iletişimden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
BM Genel Sekreteri’nin davetiyle New York’ta Rum Yönetimi Lideri ile gayriresmi ve ajandası olmayan üçlü bir yemekte bir araya gelineceğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “New York’a gidip, karşı tarafa düşüncelerimi, görüşlerimi ve şu anda temsil ettiğimiz siyaseti geri adım atmadan ifade etme fırsatı bulacağımdan ve Genel Sekreter’e büyük bir saygı duyduğumdan dolayı böyle bir öneriyi kabul ettim” dedi.
Yurtdışında yaşayan binlerce Kıbrıs Türkü olduğunu ve kalplerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için attığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, oy kullanabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade etti.
Kıbrıs’ta iki ayrı; din, dil ve ırktan oluşan iki ayrı halk bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün özden gelen haklarının bulunduğunu kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle yeni siyaseti anlatma fırsatı bulduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Büyükelçilerinin dünyanın birçok ülkesinde Kıbrıs’ta iki devlet ve halkın olduğunu anlattığına dikkat çekti.
Türk Devletler Teşkilatı’nda yapılan çalışmalardan bahseden Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak isteyen ülkelere baskı yapıldığını ve tehdit edildiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, toplantıda söz alan dernek ile sivil toplum örgüt başkan ve temsilcileri federal temele dayalı çözüm şeklinin mümkün olmadığını, federasyon defterinin kapandığını belirtirken, iki ayrı egemen devletin varlığına dayalı çözüm şeklinden geri adım atılamayacağına vurgu yaptılar. Dernek ve sivil toplum örgüt başkanları yaptıkları konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a destek ve güvenlerinin tam olduğunu da ifade ettiler.
Halk Konseyi toplantıları belirlenen takvim doğrultusunda önümüzdeki günlerde de devam edecek.