Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Su Kalkınma Raporu'na göre, dünya genelinde 3 milyardan fazla kişi ulusal sınırları aşan suya bağımlı halde yaşıyor.
BM-Su verilerinden derlenen bilgilere göre, 1993'te ilan edilen "Dünya Su Günü" her yıl 22 Mart'ta su sorunlarını gidermek, su ve sanitasyon krizinin üstesinden gelmek ve farkındalığı artırmak için harekete geçmek amacıyla kutlanıyor.
"Dünya Su Günü"nün teması BM-Su tarafından belirlenerek, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Su Değerlendirme Programı'nca (WWAP) koordine edilen ve BM-Su adına UNESCO'nun yayımladığı BM Dünya Su Kalkınma Raporu'nun yıllık yayını ile uyumlu hale getiriliyor.
Dünya Su Günü'nün bu yılki teması "Barış için sudan faydalanmak" olarak belirlendi.
- 3 milyardan fazla insan ulusal sınırları aşan suya muhtaç
Suya erişim eşit olmadığında veya hiç olmadığında, toplumlar ve ülkeler arasında gerginlikler artıyor.
Bu yıl yayımlanan BM Dünya Su Kalkınma Raporu’na göre, dünya genelinde 3 milyardan fazla kişi ulusal sınırları aşan suya bağımlı yaşıyor.
Ancak, komşularıyla nehirleri, gölleri ve akiferleri paylaşan 153 ülkeden sadece 24'ü paylaştıkları tüm sular için işbirliği anlaşmaları yaptıklarını bildiriyor.
İklim değişikliğinin etkileri arttıkça, ülkeler içinde ve arasında en değerli kaynak olan suyu korumak ve muhafaza etmek için birleşmeye acil ihtiyaç duyuluyor.
Nüfus artışı, yoksulluk ve çevrenin bozulmasıyla mücadelede su giderek daha önemli hale geliyor.
Su konusunda işbirliğinin, iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesine ve buna uyum sağlanmasına yardımcı olabileceği öngörülüyor.
Halk sağlığı ve refahı, gıda ve enerji sistemleri, ekonomik üretkenlik ve çevresel bütünlük, iyi işleyen ve adil bir şekilde yönetilen su döngüsüne bağlı.
- Su kaynakları üzerinde işbirliği ve "hidrodiplomasi"
Dünya genelinde büyük bir sorun olan su kıtlığı en çok yoksul toplumları etkiliyor.
İklim değişikliğine karşı direnç oluşturmak ve artan nüfusa adil ve sürdürülebilir kaynak sağlayabilmek için, su kaynaklarının yönetiminde insan haklarını merkeze alan, sağlam, güvenilir verilere dayanan bir yaklaşım benimsenmesi önem arz ediyor.
Uluslararası düzeyde, paylaşılan su kaynakları üzerinde işbirliği ve "hidrodiplomasi", su kaynaklarının ötesi de dahil olmak üzere iletişim ve daha geniş işbirliği için bir başlangıç noktası olarak görülüyor.
Çatışma sonrası durumlarda su işbirliği, güvenin yeniden inşa edilmesinde ve uzun vadeli istikrarın teşvik edilmesinde önemli rol oynarken, karşılıklı anlayış için somut bir temel sunuyor.