Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı Kale Yerleşkesi'nde düzenlenenen Milli İstihbarat Teşkilatının 97. Kuruluş Yıl Dönümü etkinliklerinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Milli İstihbarat Teşkilatı'mızın siz değerli mensupları ile bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dört sene evvel yine sizlerle Kale yerleşkemizin açılışı münasebetiyle bir araya gelmiştik. Teşkilatımızın genişleyen vizyonunu gösterme yanında gücüne güç katan Kale yerleşkemizin tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Az önce kurumumuzun şanlı tarihine ışık tutan müzemizin açılışını yaptık. Vatan, gelenek ve gelecek kavramları üzerine tasarlanan müzemizin teşkilatımıza kazandırılmasında katkısı olan herkesi yürekten tebrik ediyorum.
Milli İstihbarat Teşkilatı'mızın 97'nci kuruluş yıl dönümüne ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Teşkilatımızın 97'nci yıl dönümünün canı gönülden tebrik ediyorum. Görevleri sırasında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilik ile şereflenen mensuplarımıza ise sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad mekanlarını inşallah cennet eylesin. Ülkemizin 81 vilayeti ile birlikte dünyanın dört bir ucunda Türkiye için görev yapan teşkilatımızın tüm güzide mensuplarına teşekkür ediyorum.
Sözlerimin hemen başında bir hususu samimiyetle ifade etmek isterim. Aziz milletimizin takdiri ile 2002'den beri Türkiye'nin hizmetindeyiz. Artık 21 yılı deviren Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerimiz esnasında sizlerle hep yakın mesai içinde olduk. Son 21 yılda hayat memat mesabesinde kritik günler yaşadık. Nice badireleri aştık, nice saldırılara maruz kaldık, nice zorlukların, engellerin üstesinden alnımızın akıyla geldik. Tüm bu süreçlerde MİT mensuplarımızın sadece gayretlerine, cesaretlerine ve vatanperverliklerine değil aynı zamanda yüksek vazife şuurlarına, entellektüel birikimlerine, analiz kabiliyetlerine de bizzat şahitlik ettim.
"Devlet için düşünmeden canını verecek kardeşlerimizle çalıştık"
Devleti için gerektiğinde hiç düşünmeden seve seve canını verecek nice kardeşlerimizle birlikte omuz omuza çalıştık. Dolayısıyla Milli İstihbarat Teşkilatı'mızın gizli kahramanlarının nasıl bir özveri ile görevlerini ifa ettiklerini şahsen çok çok iyi biliyorum. Kimi zaman ailesinden, kimi zaman sevdiklerinden, kimi zaman sağlığından feragat ederek görev yapan MİT mensuplarımızı burada ayrı ayrı tebrik ediyorum. Rabbim hiç birinizin ayağına taş değdirmesin diyorum.
Türkiye ekonomik, siyasi ve askeri olarak küresel güç rekabetinin tam merkezinde olan bir bölgede yer alıyor. İnsanlığın gündemini meşgul eden krizlerin kahir ekseriyeti ülkemizin yakın çevresinde vuku buluyor. Etrafımız adeta bir ateş çemberi ile kuşatılmışken hem ülkemizi büyütmenin hem de devletimizin güvenliğini sağlamanın gayretindeyiz. Belirsizliğin arttığı bu dönemde ülkemiz ekonomik, askeri, diplomatik ve istihbari alandaki başarıları ile adından söz ettirmektedir. Gelinen aşamada şu gerçeği hemen herkes kabulleniyor.
"Masada ve sahadaki Türkiye iddiamız gerçeğe dönüşmektedir"
Türkiye küresel satranç tahtasında oyun kurucu bir aktör olarak müessir güç konumunu günden güne pekiştirmektedir. Masada ve sahada güçlü Türkiye iddiamız hamdolsun artık tüm unsurları ile birlikte gerçeğe dönüşmektedir. Bakınız bunu sadece biz söylemiyoruz, Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'dan Amerika'ya dünyanın farklı kıtalarındaki pek çok muhatabımızda bu gerçeği dile getiriyor. Son dönemde ülkemizin küresel siyasette artan varlığı ile ilgili kimi husumetten, kimi hayranlıktan, kimi de tamamen hasetlikten kaynaklanan pek çok haber, makale ve kitap yayınlanıyor. Gerek ülkemizin attığı adımları takip edenler, gerekse 2002 öncesi ile bugünün Türkiye'sini karşılaştıranlar aradaki farkı zaten gayet iyi görüyor. Karşımızdaki tablo şudur, birilerinin iddialarının aksine ülkemizde bir eksen kayması yaşanmamış bilakis uzun arayışlardan sonra ülkemiz asıl eksenini bulmuştur. Bu eksenin adı da Türkiye eksenidir.
"Doğru zamanda doğru adımlarla milletin çıkarlarını savunuyoruz"
Eskiden olduğu gibi başkaları ne der kaygısı ile hareket etmiyoruz. İç ve dış siyasette aldığımız her kararı hayata geçirdiğimiz her politikayı tamamen Türkiye eksenli olarak belirliyoruz. Milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa Türkiye'nin neye ihtiyacı varsa kimin ne dediğine bakmadan onu yapmanın peşindeyiz. Doğru zamanda doğru adımlarla milletimizin çıkarlarını, gerek diplomasi, gerekse askeri sahada cesaretle savunuyoruz. Suriye'nin kuzeyine yönelik askeri operasyonlarımız bunun açık bir örneğidir. Irak'ın kuzeyinde devam eden Pençe Harekatlarımız bunun örneğidir. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte Karabağ'ın özgürlüğüne kavuşturulması bunlardan biridir. Kadim bağlarımızın olduğu Libya'nın meşru hükümetine verdiğimiz destek bunlardan biridir. Ege'den Karadeniz'e ve Doğu Akdeniz'e kadar mavi vatanımızı koruma noktasında ortaya koyduğumuz güçlü irade bunlardan biridir.