Evden çalışan anne olmak

Evden çalışmak, bunu hiç tecrübe etmemiş pek çok kişiye çok kolay hatta cazip gözükebilir. Ben uzun bir süredir evde haber editörlüğü, belli bir saat de kanala gidip yayınımı yaparak işimi yapmaya çalışıyorum. Bana ilk zamanlar “nasıl yani evden çalışın” derlerdi, anlatmaya çalışırdım. “Oh ne rahat ne güzel” derlerdi… Dış çevre evden çalışmakla ilgili farklı bir bakış açısına sahip olabiliyor.

“Oh rahatın yerindedir, istediğin saat evde her şeyi yapabiliyorsun, koltukta oturarak çalışıyorsun, televizyon bile izliyorsundur vs.” derlerdi. Aslında hiç de öyle değil. Hele ki evdeyken programa konuk ayarlamaya çalıştığın zaman ya da birinin haberini yapmaya çalışırken Bakan, Milletvekili, alanında uzman vs. biriyle röportaj yapmaya çalışıyorsan hatta kanaldan aranıp çevrimiçi toplantının ortasında arkadan ağlayan bir çocuk sesi geliyorsa...

  

Evden çalışmak, bunu hiç tecrübe etmemiş pek çok kişiye müthiş, harika gibi gelebilir, kolay gözükebilir demiştim. Oysaki gerçekler hiç de öyle değildir. Hele bir de anne iseniz, küçük çocuklarınız olan bir kadın ve üstelik tek başınıza iseniz, evden çalışmanın size yaşatacağı farklı deneyimlerden kaçamazsınız. 

Esnek bir çalışma zamanına sahibim evet kendi planımı kendim yapıyorum ama bu, birçok güçlüğü de beraberinde getiriyor ister istemez. Evin bütün yükü sizin omuzlarınızda. Ya da bir de şöyle dersek bazen kendimi pijamalarımla evde çalışırken buluyorum, galiba en güzel yanı da bu diyebilirim… J

Herkesin çocuğu kıymetlidir elbette, ama bu şekilde çalışmak benim seçimimdi. Fikri Ali doğduğundan itibaren ben hep evden çalıştım. Hem evden çalışacak, maddi kazanç elde edip kariyerime de kaldığım yerden devam edebilecek, hem de çocuğumla zaman geçirebilecektim. Buraya kadar her şey güzel… Oysaki gerçekler hiç de öyle değildir.

Evden çalışmanın en kötüsü de nedir biliyor musunuz? Düşünün hep evdesiniz, ama ev hep dağınık? Normal bir işte çalışırken kahve araları olur, iş arkadaşlarınız ile sohbetleriniz olur. Fakat evde çalışırken, çocukla oyun saati başlıyor, sizinle sürekli oyun oynamak istiyor ama bir yandan da aklınız haberde… Tam oyun bitti yazıya devam edeyim derken başka ihtiyaçları çıkar… “Anne işendim” der, “susadım” der “acıktım” der… Ne yapacaksınız tabii ki çocuk öncelik… Peki bir yandan yemek, çamaşır ve bulaşık işleri nerede ya diyeceksiniz işte bunlar da mola oluyor ve bunların ardından işe dönmek ve yine konsantre olmak inanın ki çok zor. Ama yine de olayın bir de olumlu yönlerine bakmayı deniyorum…  Fikri Ali bana yardım etmeyi çok seviyor, çünkü küçük yaşta onunla birlikte bulaşıkları, çamaşırları birlikte yerleştirdik. Yemekler yaptık yapıyoruz da… Ev işini, bana yardım etmeyi çok seviyor. Bir yandan bu durumu gelişimine de katkı sağladığını düşünüyorum. Hayırlı bir evlat yetiştirmek hepimizin dileği…

Şimdi çokta uzatmak istemiyorum demem şu ki Korona virüsten etkilenen birçok ülkede her geçen gün yeni önlemler devreye alınıyor. Her yer, okullarda iş yerleri de dahil kapalı. Bununla birlikte kamu kurumları, özel sektörler, birçok şirketler önlemlerini almaya başladı.

Bazılarınız yani çalışanlar ‘Home Ofis’ çalışmaya yönlendiriliyor. İşyerlerine gelmeden, evden bilgisayarlarından işlerini yapmaya çalışıyorlar. Şimdi onlar beni sanırım daha iyi anlamışlardır bu birkaç günde… Bu arada erkeklerden değil kadınlardan bahsediyorum onunda altını çiziyorum.

O yüzden size tavsiyem ben çözümü yakın bir zamandır aynen işe gider gibi sabah kalkıp, üzerimi değiştirip, oğlumla kahvaltımı yapıp, evin bir köşesine kendi çalışma ortamımı yaratmakla buldum. İlk zamanlar laptopla o koltuk o masa gezer dururdum şimdi evin bir köşesi bana ve laptopuma ait.

Fikri Ali’de büyüdükçe, anladıkça evden çalışan anne kavramını da kabullenmiş oldu. Sabah uyanıp sarılıp dün neler yaptığımızı konuştuktan sonra kahvaltımıza geçeriz o bitince de ben laptopun başına o da boyama çizim ya da hamurla oynayarak olayı bu şekilde çözmüş oluyoruz.

Şimdi asıl meseleye gelmek istiyorum. Korona virüsden dolayı yaklaşık 3 haftadan fazla Kıbrıs Genç TV’de özel bir yayın gerçekleştiriyoruz. Sürekli evde kalın kurallara uyun çağrısında bulunuyorum. Birlik dayanışmanın önemine vurgu yapıyorum. Bu günlerin geçeceği ama bu olaya da iyi yönden bakmamız gerektiğini evimizde sevdiklerimizle kaliteli zaman geçirmenin ne kadar güzel olduğunun yanlarını gördünüz.

Bugün ki yayınımı bazı sebeplerden dolayı bir de belimde oluşan bir ağrıdan dolayı gerçekleştiremedim. Birkaç gün evde kalmaya dinlenmeye karar verdim, teknolojinin ilerlemesiyle canlı yayını da evden gerçekleştirebilirim diye düşünmüştüm. Ama çocuk? der gibisiniz… Evet, o yüzden riskli olacağı nedeniyle yapmamaya kara verdim.

Yoksa Fikri Ali’ye geçmişte çok toplantılara hatta işe ofise,kanala bile getirmişliğim oldu. Onlar şimdi o günleri anımsadıysanız gülümsediğininiz tahmin ediyorum. O anlar ayrı bir kitap olurJ

Neyse yayın saatim ilerleyince telefonlarım hiç susmadı, yoğun bir mesaj Neredesiniz? TV önünde seni bekliyoruz… Ekranda reklam döner de döner diyorlar. Ne saat çıkacaksınız… dediler.

O an bir Fikri Ali’nin yüzüne baktım gayet sakindi oyun oynuyordu. “Anneciğim ben haberleri okumam lazım o yüzden seninle bir anlaşma yapacağım, sessiz olacağız olur mu” dedim. Tamam dedi. (İnanmak zorunda kaldım ) İşin iyi tarafımı mı kötü tarafımı bilemeyeceğim ama televizyon ve tablet bağımlısı biri de değil eline tableti versem Peppa Big’i en fazla 10 ya da 15 dakika izleyip “Anne yanıma gel diyecek”.

Hemen ben acele bir şekilde yayın ekibine yönetmenime haber verdim “10 dakikaya canlı yayına giriyorum” hazır olun dedim. Sevgili yönetmenim İlker’de tamam biz her zaman hazırız şeklinde konuştu.

Laptopu, telefonun yerini ayarladım, bir yandan gözüm Fikri Ali’de gayet sakindi. En az 15 dakika o şekilde oynar diye düşündüm. Televizyonun kontrolünü de aldım eğer bana seslenirse Peppa Pig açarım bir 15 dakikada öyle idare eder bu iş tamamdır dedim. (Orda da kendimi yine kandırmış oldum )

Yayına facebook üzerinden canlı olarak girdim, yaklaşık 6 dakika konuşabildim, yönetmenim beni uyararak tekrardan çıkıp kendi facebook üzerinden girmem söyledi. O yayından çıktım. Nerdeyse tekrardan bağlanmak 15 dakikayı buldu. Tam tekrardan girmeye çalışıyorken Fikri Ali’nin masaya çıktığını şarkı söyleme başladığını gördüm… (İşime odaklanmak zorundaydım…)

Ve benim yayınımla birlikte, Kıbrıs Genç TV’nin sosyal medya hesabı aynı zaman da da TV ekranlarındaydım. Bir yandan işime odaklanmak bir yandan haberlere ve gözlerimle oğlumu kontrol etmek zorundaydım. Yayının ilk 10 dakikasında bir sorun yoktu arada bana konuşmaya başladı, bir ara yere düştü, beni kucağına al, anne gel, daha bitmedi mi diye sordu, çiçek sulama kabına su doldurmamı istedi…

Tekrardan kucağıma almamı istedi, canlı yayında olduğumu istersen sen de “evde kal” mesajını verebileceğini söyledim, söyledi kucağımdan indirdim ve daha sonra olduğum yerden uzaklaştı odaya girdi, aklım orda çok sürmedi koridordan güneş gözlükleriyle gelişini gördüm…

O an ağlamakla kahkaha atmamak arasında kendimi zor tuttum Ve film orda koptu… Yaptığım işe saygımdan dolayı yayını kapatmak zorundaydım. O yüzden buradan beni izleyenlerden çok özür dilerim. Biraz apar topar oldu. Ama sonrasını tahmin edebiliyordum büyük bir risktiJ

Artık bundan sonra stüdyoda görüşmek üzere. Siz de evde kalmaya devam edin. Bu benim ilk ve son evde ki canlı yayınımdı.:) Sonrası için yine telefonlarım hiç susmadı “keşke devam etsen”, “biz çok beğendik” “kapatmasan” “çok doğaldı” dediler. “Patronlarınız kızdı mı? mesaj mı yolladı bitiresin” diye de soranlar oldu. Hayır patronlarım dünyanın en iyi Babaları’dır onlar asla benim yayınıma bu şekilde müdahale etmezler inanın ki bu yaşadığım durumu çok iyi anlayanlardır, onlar içinde kanal içinde bir ilk oldu. Dediğim gibi Kanal’ı da zor durumda bırakmamak için yayını kestim. (Ama Ertan bey birazcık izlerken gerildiyse ben onun gönlünü portakal suyu ile alırım)… Neyse hepimiz için güzel bir anı olduğunu düşünüyorum. Yolladığınız mesajlar verdiğiniz tepkiler beni çok mutlu etti. Neden makyaj yapmadın diyenler de oldu… O yanıtı da stüdyodaki canlı yayınımda vereceğim… Yani umarım bazılarınız bu yazımdan ve videodan, evden çalışmak nasıl olur sorusuna biraz yanıt vermiş olduğumu düşünüyorum.

 Özellikle kadınların da ne kadar zor şartlarda tek başına bir evde çocukla bir evi nasıl, nelerle ne şekilde mücadele ettiğinin farkına varın. Bunun farkına varamayanda da çok bir şey aramayın… Ve aklınıza koyduğunuzu da yapın en azından deneyim derim…

 Son olarak bir zamanlar çok popüler olan “BBC Dad” videosu sanırım hepinizin aklındadır, evden çalışan aileler için oldukça sık yaşanan bir sahnedir bu. Videoyu izlediğimde tepki vermiştim ne kadar soğukkanlı donuk bir adam onu şimdi daha iyi anladım…

Ya da dilerseniz benim yayında ki ilk videonun linkini ve daha sonra da ikinci videonun linklerini sizlerle paylaşabilirim…

Bu günler geçecek… Her şeyin iyi yönüne olumlu yönlerine bakın. Sevdiklerinizle birlikte ayni çatı altında olduğunuz için bir kez daha çok şanslı olduğunuzu unutmayın…

İşte o anların videosu 1

İşte o anların videosu 2