Güney

Hristodulidis’in büyük beklentilerle ağırladığı Steinmeier’e söyleyemedikleri...

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Stenmeier’in Güney Kıbrıs’ı ziyaretinden önce Rum yönetiminin Berlin’le arasında olan üç açık cephenin, ziyaret sonrasında da varlığını sürdürdüğü, derine inilemeyen ziyaretin, gelecek açısından katalizör görülmediği bildirildi.

Haftalık Kathimerini, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Steinmeier’in ziyaretine; var olan iletişim açıklarının giderilmesi için Berlin’le bir iletişim kanalı oluşturmak ve Almanya’nın Kıbrıs müzakerelerinin Güvenlik Konseyi kararları zemininde yeniden başlaması hedefiyle Ankara’ya baskı yapması ve AB’nin, Avrupalı bir yetkili atayarak Kıbrıs sürecinin tamamına katkı koyması beklentisiyle büyük yatırım yaptığını yazdı. Gazete, AB temsilcisinin görüşüldüğünü ancak herhangi bir taahhütte bulunulmadığını ekledi.

Almanya ile Güney Kıbrıs’ı birbirinden ayıran üç büyük cephede özlü görüşme yapılamadığını belirten gazete, Hristodulidis’in, Kıbrıs sorunu ve Türkiye-AB ilişkilerini de etkileyen ve Steinmeier ile görüşmelerinin ana konusunu teşkil etmesi “gerektiği” görüşünü ortaya koyduğu üç noktayı gündeme bile getiremediğine dikkat çekti.

Habere göre bu üç noktadan birincisi, aralarında Türkiye’nin Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin de bulunduğu “7 noktada Türkiye’ye hediye niteliğinde olan” ve Kasım 2023’te 27 üye ülkeye dağıtılan yeni Türkiye-AB ilişkilerine dair Borrel belgesi. Hristodulidis’in, Türkiye’ye verilecek “hediyelerin Kıbrıs sorununun çözümüne bağlanması” talebiyle Borrell belgesini Steinmeier ile görüşmesinde gündeme getirmedi.

İkinci nokta Almanya’nın Fransa ile birlikte, Türkiye’nin de dahil olduğu 4 ülkenin AB Konseylerine oy hakkı olmaksızın katılması fikri. Bu şekilde Türkiye’nin kendine özgü bir dış Avrupa kulvarına oturtularak AB meselelerinde söz ve rol sahibi olacağı ve Kıbrıs sorunundan tamamen muafiyet elde edeceği görüşü ortaya konulan haberde, özellikle Berlin’in başını çektiği, kararlarda oy birliği şartının, yani üyelerin veto hakkının kaldırılması çabasının da Steinmeier ile görüşülmediği belirtildi.

Habere göre Hristodulidis-Steinmeier görüşmesinde ele alınmayan üçüncü nokta ise (gazetenin tabiriyle) “küresel piyasayı dolduran ve Lefkonuk (Geçitkale) Havalimanı’nda çok sayıda konuşlandırılan” Bayraktar TB-2’lerin üretimine Almanya’nın (Alman devletinin hissedarı olduğu Hensoldt şirketinin Argos-II Hdt EO/IR Flir ürettiği kızılötesi görüntüleme sistemi ile) iştirak ediyor olması.

Gazete haberinin “ucuz açıklamalar” ara başlıklı bölümünde diplomatik bir kaynağın “Steinmeier Hristodulidis’le görüştüğü hiçbir noktada rahatsızlık çekmedi, Hristodulidis tarafından dokunulan konular sığ sularda yüzdü,  Lefkoşa-Berlin anlaşmazlık konularına dokunmadı” dediğini yazdı.

Habere göre Steinmeier, hiçbir taahhütte bulunmadan, Rum yönetiminin Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için Almanya’nın Ankara’ya baskı yapması talebini Alman Başbakanı’na iletmeye olumlu göründü. Steinmeier, Kıbrıs sorununun çözümü ve Türkiye’nin “Kıbrıs’tan kaynaklı yükümlülükleri” konusundaki açıklamasında da “hiçbir şey söylemediği ucuz rant” yoluna başvurduğu öne sürüldü.