Kıbrıs Alevi Kültür Vakfı, "on yılı aşkın süredir Suriye'de devam eden trajediye karşı derin bir endişe ve üzüntü içerisinde olduğunu kaydederek, bu trajedinin ortasında varoluş mücadelesi veren ve yaşadıkları görmezden gelinen Suriye Alevilerine" dikkat çekti.
Vakıf’tan yapılan açıklamada, Suriye nüfusunun yüzde 10-12'sini oluşturan Alevilerin cihatçı Sünni İslamcı gruplar tarafından sistematik bir şekilde hedef alındığı savunularak kınandı, uluslararası toplum, bölgesel ve küresel güçler acil olarak harekete geçmeye çağrıldı.
Alevilerin siyasi görüşleri ne olursa olsun, sırf inançlarından dolayı hedef haline getirilmekte ve soykırıma varan uygulamalara maruz bırakıldığı ifade edilen açıklamada, “Bu tehlikeli gidişata karşı durmak ve adaletin bireysel sorumluluk temelinde tecelli etmesini sağlamak elzemdir. Suçun bireysel olduğu unutulmamalı ve adalet, bireysel sorumluluk temelinde sağlanmalıdır.” denildi.
Açıklamada, söz konusu zulmün uluslararası insan hakları örgütleri tarafından belgelendiğine de işaret edilerek, buna rağmen Alevilerin çığlığının Suriye'deki savaşın jeopolitik hesapları arasında kaybolup gittiği, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerin siyasi çıkarları ve veto yetkileri nedeniyle bu duruma karşı etkisiz kalındığı dile getirildi.
"Koruma Sorumluluğu" ilkesinin etkin bir şekilde işletilmesiyle Alevilerin güvenliğinin sağlanması talep edilen açıklamaya şöyle devam edildi:
“Alevilere yönelik zulmün sorumluları, hangi gücün arkasına saklanırsa saklansın, uluslararası mahkemelerde yargılanmalı ve adalet yerini bulmalıdır.
Suriye'de kalıcı bir barış, sadece silahların susmasıyla değil, adaletin sağlanmasıyla ve tüm etnik ve dini grupların haklarının güvence altına alınmasıyla mümkün olacaktır.
Alevilere yönelik geliştirilen her türlü mezhepçi ve intikamcı politikalar ve uygulamalar son bulmalıdır. Kıbrıs Alevi Kültür Vakfı olarak, tüm vicdan sahibi insanları, Alevilerin çığlığına kulak vermeye ve bu zulmün sona ermesi için harekete geçmeye davet ediyoruz.”