Kıbrıs

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), devlet yetkililerini çocuğun korunması konusunu devlet politikası haline getir

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), devlet yetkililerini çocuğun korunması konusunu devlet politikası haline getirmeye, tüm toplumun dahil edileceği, yeterli kaynak sağlanan çağdaş bir çocuk koruma sistemi oluşturmaya davet etti.

KKTC’de çok yönlü çocuk ihlalleri yapıldığının basına yansıyan haberler ve araştırmalardan görüldüğünü kaydeden KTÖS; bunun önlenmesi için yeterli devlet politikası bulunmadığını savundu.

KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Hamide Avcıbaşı 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yazılı açıklama yaparak, KKTC’de son 8 ayda 16 çocuk istismarı vakasının basına yansıdığını, gelir açısından yoksulluk sınırı altında olan ailelerin çocuklarının eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımının kısıtlandığını, çocukların aileleri tarafından küçük yaşta çalıştırılmaya zorlandığını belirtti.

“Çocukların suça itildiği, yetişkinler gibi yargılandığı ve yetişkinler ile aynı yerde ıslah edilmeye çalışıldığı defalarca gündeme gelmiştir” ifadelerini kullanan Avcıbaşı, bu soruna çözüm üretilmediğini, çocukların yetişkinler gibi yargılanamayacağı maddesinin de ihlal edildiğini belirtti.

Avcıbaşı açıklamasında şunları kaydetti:

“Ülkemizde zorunlu eğitim yaşı 5 yaştan başladığı için 4 yaş okullaşma oranı çok düşüktür ve eğitimle ilgili bakanlık bunu geliştirmek adına bir çaba ortaya koymamaktadır. Yaygın olarak devlet tarafından bu eğitim hizmeti verilmediğinden, sadece parası olan aileler çocuklarını özel kreşlere göndermektedir. Bu da yetmezmiş gibi çocuklar küçük yaştan başlayarak fırsat eşitsizliği ile karşılaştıkları yarışmacı sınavlara sokulmakta, kamu okullarında sınıf sayısı yasal limiti güncellenmediğinden dolayı kalabalık sınıflarda eğitim almaya mecbur bırakılarak nitelikli eğitim alma hakları ellerinden alınmaktadır.  Ayrıca ülkemizde son yıllarda eğitimde yaşanan bir diğer sorun yabancı öğrencilerin doğru bir şekilde dil ve kültürel entegre için eğitim alamayışı, bu öğrencilerin potansiyelleri yüksek olmasına rağmen dil bariyerinden dolayı kaliteli bir eğitim alma haklarının ellerinden alınmasıdır”.

Okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini de ifade eden Avcıbaşı, yıllarca bu konuda okullara bir katkı sağlanmadığını, böylece bu yıl okullara konteyner sınıflar girmek zorunda kaldığını, çocukların oyun alanlarının kısıtlanmasına sebep olan, ses yalıtımı düzgün olmayan, yağmur yağdığında çamur içinde kalan yapıların içerisinde eğitim yapmaya mecbur bırakıldığını belirtti.

Her çocuğun 15 yaşına kadar ücretsiz kamusal eğitim alma hakkı varken 2023 yılında hala daha ilkokul seviyesinde İngilizce kitaplarının aileler tarafından para ile satın alındığını savunan Avcıbaşı, “Tüm bunlar eğitim alanında çocuklarımızın uğradığı hak ihlalleridir. Unutulmamalıdır ki, hangi koşulda gerçekleşirse gerçekleşsin çocukların sömürüsü ve istismarı kabul edilemezdir ve çocukların haklarını korumak toplumun tüm kesimlerinin görevidir. Bizler eğitimciler olarak bu zamana kadar okullarda ve sokakta çocuklarımızın haklarını savunduk, çocuklarımızı kendi haklarına sahip çıkmaları için bilinçlendirdik ve bunları yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Velilere de seslenen Avcıbaşı, evde karar alırken çocuk haklarına saygılı davranmaları ve çocuklara karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini belirtti. Avcıbaşı, “Çocuklar hak ve ödevleri öğrenmeye evde başlarlar, aileler özellikle karar verme süreçlerine çocuklarını da katarak demokrasi, kararlara saygılı olma gibi sosyal becerileri çocuklarına küçük yaşta kazandırmaya çalışmalıdırlar” ifadelerini kullandı.