Kışın Soğuk Günlerinde Beslenme

Kış ayında, aslında diğer aylarda da, olası hastalıklara karşı savunma mekanizmamızı güçlendirmemizin en etkili yolu yeterli ve dengeli beslenmektir. Kışın bağışıklık sistemimiz, artan virüs ve bakteriyel hastalıklarla daha fazla baş etmek zorunda kaldığı için beslenmemize daha fazla özen göstermeliyiz.

Kış aylarında nasıl beslenmeliyiz?

Özellikle artan hastalıklarla baş edebilmek adına vitamin alımı (A ve C) arttırılmalıdır. Turunçgiller, havuç, brokoli, brüksel lahanası, kabak, yeşil biber, karnabahar, mandalin, maydanoz, roka, tere gibi sebze ve meyveler ile pekmez, içeriğindeki demir ve vitaminler nedeniyle, mutlaka tüketilmelidir.  Burada dikkat edilmesi gereken askorbik asit (C vitamini) uçucu ve ısıdan etkilenen bir vitamin olduğu için hazırlanma şekli ve tüketilmeden önceki bekleme süresine dikkat edilmelidir.

Protein kaynağı olarak kırmızı et haftada ikiyi geçmeyecek şekilde, beyaz et ise haftanın diğer günlerinde tüketmelidir. Balık özellikle kış aylarında omega-3 açısından zengin olduğu için bağışıklık üzerinde olumlu etki göstermektedir.

Kış aylarındaki hareketsizlik ile oluşan kabızlık tüketilen kuru baklagildeki (Kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek)  lif oranı sayesinde çözüleceği için haftada en az bir kez tüketilmesi uygundur.

E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırmakta, A vitamininin okside olmasını da engellemektedir. E vitamini kaynakları; yeşil yapraklı sebzeler, fındık ceviz gibi yağlı tohumlar ve kuru baklagillerdir.

Kışın neden kilo alırız?

Vücudumuz kış aylarında normal ısı düzeyine ulaşılmak için fazladan enerjiye ihtiyaç duyar ve bunun sonucunda yemek yeme isteği artar. Bu istek çoğunlukla yüksek enerji veren fakat besin değeri az olan karbonhidratlı gıdalar ile karşılandığı için, eğer bu tarz bir beslenme alışkanlığı edinilirse hızla kilo artışı da kaçınılmaz olmaktadır.

Diğer bir nedeni ise hareketlerimizi kısıtlayan olumsuz hava koşullarıdır. Günlük gıdalarla aldığımız enerji, çoğu zaman harcadığımız enerjiden fazla olur ve bu da beraberinde kilo artışını getirir. Ayrıca gecelerin uzaması ile televizyon karşısında geçirilen zamanın artması da nedenlerden biri olarak sayılabilir.

Dikkat edilecek ilk nokta; her besin grubundan (protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri) yeterli ve dengeli miktarda tüketmektir. Öğünler atlanmamalı ve kan şekeri düşüşünü önlemek adına ara öğünler ile desteklenmelidir. Bu sayede kan şekeri düzeyi sabit kalacağı için, öğünlerde çok acıkıp aşırı tüketimin de önüne geçilmektedir.

Kış hastalıklarından nasıl korunuruz?

Beslenmenin doğru ve zamanında yapılması ilk kuralken, onu destekleyen bazı tarifler de mevcuttur. Öncelikle amaç bol bol sıvı tüketmek olmalıdır. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (Zararlı ögeler) atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışması ve metabolizma dengesinin sağlanmasında son derece önemli rol oynamaktadır. Sıvı tüketimini de günlük hazırlayacağınız kış çayları ile takviye edebilirsiniz.

Kış Çayı Tarifi* : Ihlamur, nane, zencefil (taze), limon, çubuk tarçın, karanfil, elma kabuğu** (bir bütün elma da kullanılabilir) suda bir taşım kaynadıktan sonra dinlenmeye bırakılıp, sonrasında süzerek orta  sıcak olarak tüketilmelidir.

Düzenli egzersiz ve düzenli uyku da kış aylarında sizi hastalıklardan korumada vücudunuza direnç sağlayacaktır.

*Bu tarz bitki çaylarının bir hekime veya beslenme uzmanına danışarak alınması fayda sağlar. Çünkü her vücudun özellikleri farklıdır.

**Elma kabukları soyulmadan önce, yüzeyindeki mumsu tabakanın gitmesi için 10 dakika sıcak suda bekletilmelidir.

Sağlıkla kalın…