Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ile Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), bu yıl akademik başarı gösteremeyen 1626 öğrenciye ek bütünleme sınavı yapılması kararının, sendikaların ret oyu vermelerine rağmen, Yüksek Danışma Kurulu'ndan oyçokluğuyla geçtiğini bildirdi.
“Ek bütünleme getirilmesi ve akademik sınıfların kaldırılması” gündemiyle toplanan Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Danışma Kurulu toplantısının ardından, KTOEÖS ve KTÖS yetkileri basına açıklamalarda bulundu.
Bakanlıktan üç ve iki sendika temsilcisinin yer aldığı Yüksek Danışma Kurulu’nda gündeme getirilen “akademik sınıfların kaldırılması ve yeni bir bütünleme sınavı yapılması”nın görüşüldüğünü aktaran sendika yetkilileri, kurulda akademik sınıfların devam etmesine yönelik fikir birliğine varıldığını ancak sendikaların ret oyu vermesine rağmen hükümet kanadının oyları sonucunda ek bütünlemenin yapılmasına karar verildiğini açıkladı.
- “Bu öğrencilere 2 ay önce yine bütünleme yapılmıştı”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Kurul toplantısı ardından yaptığı açıklamada, ek bütünlemeye girmesi öngörülen 1626 öğrenci için haziran ayında bütünleme sınavı yapıldığını ancak 2 ay geçmeden yine bir sınav yapılmasına karar verildiğini belirterek, öğretmen sendikaları olarak bunu uygun bulmadıklarını söyledi.
Maviş, bunun çözümünün ek bütünleme yapmak yerine öğrencileri sadece akademik olarak ölçen değil, becerilerine göre ölçebilecek bir eğitim sisteminin getirilmesi olduğunu kaydetti.
Yeni eğitim öğretim yılı öncesinde, mevcut ve yeni açılacak okullarının fiziksel açıdan kötü durumda olduğunu da öne süren Maviş, Maviş, Milli Eğitim Bakanlığının önceliğinin bu olması gerekirken, son günlerde konuşulanın öğretmenlerin hakları ve çalışma saatleri olduğunu söyledi.
Özlük haklarını korumak için mücadele eden öğretmenlerin tükenmişlik sendromu yaşadığına dikkat çeken Maviş, 2011 yılından itibaren kamu genelinde olduğu gibi öğretmen maaşlarında da önemli düşüşler yaşandığını söyleyerek, Maliye Bakanlığının bu konuda bir çalışması olduğuna değindi.
Maviş, ”Öğretmenin özveri dönemi bitmiştir. Yeni eğitim öğretim döneminde, öğretmenler yasasında yazan görevler dışında başka görev kabul etmeyeceğiz. Bugüne kadar bu gemi yüzdüyse, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin özverisiyle olmuştur. Bu geminin yüzmesi için artık elimizi taşın altına koymayacağız” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun, yıllara göre öğretmenlerin ders sayısının azalması uygulamasının başka bir ülkede olmadığını söylediğini iddia eden Maviş, yaptıkları araştırmada, Güney’deki eğitim sisteminde de benzer bir uygulama olduğuna işaret etti.
- “Bakanlığın yönetimine talibiz”
Okullardaki sorunların çözümüne de Bakanlığın “malzeme bizden, işçilik sizden” şeklinde okullara dönüş yaptığını savunan Maviş, halihazırda gücü olmayan okullara böyle yaklaşılmasını “utanç kaynağı” diye nitelendirerek, yükün sendikalar ve okul aile birliklerine aktarılmak istendiğini söyledi ve “Sendikalar olarak biz Bakanlığın yönetimine talip olduğumuzu açıklarız” dedi.
- Elmalı: “Bakanlığın eğitimden anladığı, her okula ‘sihirli boyalar’ göndermek”
KTÖS Genel Başkanı Ozan Elmalı ise, “okullarda klimaların, akıllı tahtaların bozuk olması, demirlerin paslanıp, kopması gibi ciddi sorunların olduğunu ancak Bakanlığın tek yaptığının boya göndermek olduğunu” öne sürerek, bu boyaları “sihirli boya” olarak yorumladı. Her konuda “ihale sürecinin tamamlanmadığı” şeklinde yanıt aldıklarını savunan Elmalı, “Nasıl oluyor da bu boyaların ihalesi bitiyor” diye sordu.
“Öğrenciler herhangi bir mağduriyet yaşarsa, herhangi bir çökme durumunda vebali kimin boynunadır? Güvenle gidin o okullarda eğitim almaya devam edin diyebilecekler mi?” diye soran Elmalı, “bütçe yoktur” ifadesini de eleştirerek, “Okulların yenilenmesi, eğitimin daha iyi olması için bütçe vardır. Ancak bu bütçe başka amaçlar için kullanılıyor” dedi.
Elmalı, öğretmenler yasası taslak önerilerinde, 36 ayı dolduran sözleşmeli öğretmenlere, herhangi bir sınav ve kriter olmadan kadroya geçme hakkı verildiğini söyleyerek, sözleşmeli öğretmen olarak alınan bu kişilerin “torpilli” kişiler olduğunu ileri sürdü.
“1800’ün üzerinde öğretmen adayı sınava girdi. 700-800 puanla öğretmen olmayı bekleyen adaylar varken, siz yıllarca sınava girip, 600’ü geçemeyen ama sırf 36 ayı tamamlamış olduğu için bu kişileri öğretmen yapıyorsunuz. Burada hakkaniyet nerededir?” diyen Elmalı, adaletli bir düzenleme yapılması çağrısında bulundu.
- “Öğrencilerin sınıf tekrarı yapması kötü bir durummuş gibi lanse ediliyor”
Elmalı, bugün toplantı gündeminde olan ek bütünleme konusuna da değinerek, her yıl bu konunun gündeme geldiğini ve topluma “akademik olarak yeterli başarıyı gösteremeyen öğrencilerin sınıf tekrarı yapmasının çok kötü bir durummuş gibi lanse edildiğini” söyledi.
Bu öğrencilerin sınıf tekrarı yapmasına, öğretmenin değerlendirmesi ve yaptığı sınavlar sonucunda karar verildiğini vurgulayan Elmalı, öğretmenin bu emeğinin görmezden gelinmesinin topluma hiçbir faydası olmadığını ifade etti
Elmalı, tartışılması gerekenin ek sınavlar değil, öğrencilerin ilgi alanlarının tespitinin yapılıp ona göre farklı alanlarda eğitime yönlendirilmesi olduğunu kaydetti.
Son olarak, geçen yıl İskele’de açılan koleje bu yıl 3 sınıfı dolduracak şekilde öğrenci alımı yapıldığını ancak “bu kolejde sadece 2 tane müsait sınıf olduğunu” öne süren Elmalı, “Okulda derslik sayısının yeterli olmadığını farkında olmayan bir bakanlık var. Öğrenciler sınavı kazandı, kayıt oldu ama girecekleri sınıf yok. Bunun hesabı sorulmalı” dedi.
Elmalı, eğitimin bu yıl sıkıntılarla ve eylemlerle başlayacağına dikkat çekerek, topluma hazırlıklı olmaları uyarısında bulundu.