Halk arasında "ışın" olarak bilinen radyasyon tedavisinde, artık 4. evre (ileri evre) ve birden fazla metastazı olan hastalarda, küçük bir alana çok yüksek dozda ışın verilerek uygulanan "nokta atışı" yöntemiyle yaşam süresinin belirgin oranda uzatılabildiği belirtildi.

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Banu Atalar, AA muhabirine, kanserlerin ölüm nedenleri içinde tüm dünyada ilk sıralarda yer aldığını, ancak tarama programlarıyla erken tanı imkanının artması ve tedavide ileri teknolojinin kullanılmasıyla sağ kalım oranlarında önemli mesafe elde edildiğini anlattı.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği XXX. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayına katıldı Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği XXX. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayına katıldı

Kanser tedavisinin, tümörün türü, tipi, yaygınlığı ve evresine göre değişiklik gösterebildiğinin altını çizen Atalar, tedavide uzun yıllardır halk arasında "ışın" olarak bilinen radyoterapinin aktif kullanıldığını hatırlattı.

Prof. Dr. Atalar, radyoterapinin ilerleyen teknolojiyle artık çok küçük hedeflere dahi uygulanabildiğine işaret ederek, "Halk arasında 'nokta atışı' olarak isimlendirilen stereotaktik radyocerrahi yöntemiyle çok küçük ya da ulaşılması zor noktalardaki tümörlere dahi ulaşılarak tümör tamamen yok edilebiliyor." dedi.

Bu yöntemin, "küçük bir alana çok yüksek dozda ışın verilmesi" olarak tanımlandığını aktaran Atalar, "Bunu en fazla 3-4 santimetrelik bir tümörle sınırlandırmak gereklidir. Çünkü, tümör büyüdükçe dozun çevre dokulara etkileri artar. Bu yöntemde hedefin küçük olması gerekli." diye konuştu.

Atalar, nokta atışı yönteminde birden fazla bölgenin kısa süre içinde ışınlanabildiğini belirterek, şu bilgileri verdi:

"Bu teknik sayesinde aynı anda birkaç bölgeyi kısa sürede ışınlayabilmek mümkün hale geldi. Hastanın vücudunun farklı bölgelerinde tümör varsa, yapılan değerlendirme sonrasında nokta atışı ile tümör yok edilebiliyor. Bu durumda bu ayrı bölgelerdeki tümörler için ayrı ayrı cerrahi uygulamak hasta için kolay olmayan ve iyileşme süresi uzun olabilecek bir yöntem olacaktır.

Oysaki artık farklı bölgelere tek seferde uygulanan nokta atışı ile tümörü yok etmek mümkün. Metastaz, hastanın farklı organlarında olabilir, bunda bir sakınca yok, ancak elimizdeki çalışmalara göre metastaz sayısının 1-5 arasında olması önemli. Ama devam eden çalışmalarda bu sayının artacağı da öngörülüyor. Buna göre, şu an için 1-5 arasında sınırlı sayıda metastazı olan hastalarda, nokta atışı yöntemiyle yaşam süresini uzatmak mümkün. Bilimsel yayınlarla da özellikle hastalıksız sağ kalımlarda belirgin oranlarda uzama var."

-"Erken evre akciğer, prostat kanserlerinde cerrahi ile aynı sonuçlara ulaşıyoruz"

Nokta atışı yönteminin, hastaya önemli avantajlar sağladığına da işaret eden Atalar, "Bu yeni teknoloji sayesinde hastaya kesi, anestezi veya iğne yapmadan farklı bölgelere yüksek dozda radyasyon verilerek, tümörün kontrolü sağlanabilir ve hasta uygulamanın hemen ertesi günü alması gereken diğer tedavilere başlayabilir. Bu yöntemde, girişimsel hiçbir işlem yapılmamaktadır. Tedavi yaklaşık yarım saat içinde bitiyor." değerlendirmesini yaptı.

Atalar, bu yöntemin tüm kanser türlerinde uygulanabileceğini de ifade ederek, "Öyle ki artık erken evre akciğer kanserlerinde, erken evre prostat kanserlerinde, beyin metastazlarında cerrahi ile aynı sonuçlara ulaşıyoruz." bilgisini verdi.

Bu yöntemle erken evre akciğer ve erken evre prostat kanserinde cerrahiye oranla yan etkilerin çok daha az olduğunu aktaran Atalar, Türkiye'nin bu teknolojiler açısından teknik altyapısının çok iyi olduğunu belirtti.

Atalar, sözlerini, "Ülkemizde çok gelişmiş cihazlar ve çok iyi hekimler mevcut. Tedaviye erişiminde bir sıkıntı yok, burada önemli olan hangi hastaya hangi metodun uygulanacağının belirlenmesi ve tedavinin bir an önce başlamasıdır. Hastaya uygulanacak doz miktarı ve metot seçimi ise radyasyon onkologları tarafından belirlenmelidir." diye tamamladı.