Güney

Rum basını: "Hristodulidis Müzakereleri Gerçekten İstiyor mu?

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs sorunundaki çabalarına dair iki senaryodan söz eden Politis gazetesi Hristodulidis’in Kıbrıs müzakerelerinin başlamasını gerçekten isteyip istemediğini sorguladı.

Gazete analiz haberi “Hristodulidis Müzakereleri Gerçekten İstiyor Mu? Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Sorunundaki Niyetlerine Dair İki Senaryo” başlığıyla manşete çekti.

Seçim kampanyasında, Türkiye’ye “havuç-kırbaç” mantığıyla yaklaşacağını dillendiren Hristodulidis’in bir yandan müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunu söylerken bir yandan KKTC’de emlak işi yapanları tutukladığı ve KKTC’ye gezileri engellemek için organizatörlerle anlaşma yaptığı hatırlatıldı.

Gazete Hristodulidis’in, “Kıbrıs sorununu çözmek için müzakerelere yarın bile katılmaya hazır olduğunu” söylediğini hatırlatarak “BM Genel Sekreteri’nin müzakereleri yeniden başlatma çabası olmasa, Kıbrıs Türk toplumuna baskı kurma önlemlerinin, Rum yönetiminin gerecek niyetleri konusunda kimseyi şaşırtmayacağını” yazdı.  “Mevcut konjonktürün, atmosferi iyileştirecek bazı önlemler almadan, Kıbrıslı Türkleri dışlanmaya sürükleyecek bir politika uygulamak için uygun olup olmadığını” sordu.

Hrtistodulidis’in "havuç-kırbaç mantığını", Kıbrıs Türk toplumuna bir “bacağı eksik uyguladığını” yazan gazete “şu anda sadece kırbaç politikası uygulanıyor. Hristodulidis hükümeti Ersin Tatar hükümetini ‘boşa çıkarırken’ Kıbrıslı Türklerin güvenini kazanmak için herhangi bir güven yaratıcı önlem almadı veya ilan etmedi” ifadesine yer verdi.

Gazeteye göre Hristodulidis’in, “Rum yönetiminin niyetine kuşkuyla bakan Rum toplumu içerisinde bir şekilde daha okunabilir. Gazeteciler ve gelişmelerle yakından ilgilenenler, “Kıbrıslı Türkleri dışlama hareketlerini, Hristodulidis’in 2028 başkanlık seçimi kampanyasına şimdiden başlaması” olarak değerlendiriyor. Bu yaklaşıma göre Hristodulidis ELAM’ın binlerce seçmenine, DİKO, EDEK ve Ekologlar gibi retçi partilerin kemik oylarına ve DİSİ’nin Kıbrıs sorununun çözülmesi olasılığına kuşkuyla bakan kesimine yanaşmaya çalışıyor.”

Bu düşüncede olanlar Hristodulidis’in gerçekte müzakerelerin yeniden başlamasını istemiyor, New York’ta üçlü görüşme beklendiğine dair açıklamasını da bu nedenle yaptı. Yani Hristodulidis’in hareketi, “BM Genel Sekreteri’nin üçlü görüşme inisiyatifini başarısızlığa sürükleme çabası olarak yorumlanıyor. Hristodulidis hükümetinin son dönemde aldığı bütün önlemler de aynı şekilde, müzakerelerin yeniden başlaması senaryosunu uzaklaştırdığına ve Kıbrıs Türk toplumunu yabancılaştırdığına inanılıyor.”

Gazete “Hristodulidis’in gerçekten kendi istediği bir prosedürden kurtulmak için ortamı tetiklemek gibi gizli bir hedefi varsa, Kıbrıs sorununa tamiri imkansız zarar verecek ve nihayetinde taksim Başkanı olacak” görüşünü ortaya koydu.

Rum Yönetimi Başkanı’nın dışarıda, Kıbrıs sorunuyla ilgili iyi bir imajı olmadığını yazan gazete “Kıbrıs Rum toplumu içerisinde kalan itibarını kaybetmek istemiyorsa bunu her zaman aklında tutması gerektiğini” yazdı. Anastasiadis hükümeti döneminde Dışişleri Bakanlığı  görevinde bulunan Hristodulidis’in çoğu kişi tarafından “Rum yönetiminin Mont Pelerin ve Crans Montana’daki  yaptığı ve altın bir fırsatın kaçırılmasına yol açan yanlış icraatlarının sorumlularından biri” olarak görüldüğünü ekledi.