Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliğinin kabulü ve Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargoların kaldırılması şartıyla müzakere sürecine başlayabileceklerini bir önceki görüşmelerinde söyledikleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın, bugün, bunlarla ilgili bir açılım olamayacağını kendilerine ilettiğini açıkladı.

Tatar, “Biz de bunlarla ilgili bir açılım olamayacaksa diyaloğu daha fazla ileriye götüremeyeceğimiz yönündeki görüşümüzü ifade ettik. Kendisi de bunu anlayışla kabul etti. Ortak zemin olmadığını görüyordur, ortak zemin yoksa bunun geleceği de yok” diye konuştu.

Holguin’in yazacağı raporun dengeli olmasını ve her iki tarafın da görüşlerini açık ve net ifade etmesini dileyen Tatar, Holguin’in sivil toplum örgütleriyle de görüşmeler yaptığını, “bir takım mesajların kendisine iletildiğini” belirterek; “Neticede burada seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin tam desteğiyle yürütülen yeni ve milli bir siyaset var. Devletin siyasetini oluşturmasının çeşitli boyutları vardır; bazı kişiler farklı düşünebilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ı kabul etti.

Lefkoşa Şehit Mustafa Ahmet Ruso Caddesi'nde  asfalt çalışması yapılacak Lefkoşa Şehit Mustafa Ahmet Ruso Caddesi'nde asfalt çalışması yapılacak

Cumhurbaşkanlığı'ndaki baş başa görüşme saat 12.00’de başladı ve yaklaşık 20 dakika sürdü.

Görüşmenin ardından Cuellar herhangi bir açıklama yapmadan Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrılırken Tatar açıklamalarda bulundu.

Adada üçüncü tur görüşmelerini yapan Holguin’e gayretleri için teşekkür ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, üç buçuk yıl önce Cenevre’de ortaya koydukları Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabulüyle müzakerelere başlama siyasetinin hem anavatan hem garantör ülke, hem bölgenin en büyük ve güçlü ülkesi olan Türkiye ile istişare ettikten ortaya çıktığını kaydetti.

Geçmişte yaşanan Annan Planı, Crans Montana, Rum Yönetimi’nin AB’ye kabul edilişi gibi süreçlere bakıldığında Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir anlaşmanın olabilmesi için Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin kabul edilmesi gerekliğinin ortaya çıktığını belirten Tatar, özetle şöyle konuştu:

“Esas itibarıyla biz egemenliğimizi kurucu anlaşmalarından kazanmış bir halkız. Çünkü orada bunlar açık ve net ifade edilmektedir. Ama maalesef ondan sonra yaşadıklarımız, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tüm Kıbrıs’ın hükümetiymiş gibi kabul ve muamele görmesi… Annan Plan neticesine rağmen Rum Yönetimi’nin AB’ye girmesi ile bir kez daha Kıbrıs Türkü’ne yapılan büyük haksızlık. Sonraki süreçte onlar orada tanınmış cumhuriyet ve AB devleti olarak yollarına devam ederken, Kıbrıs Türk halkı üzerinde izolasyonlar ambargolar kısıtlamalar... Her türlü engellemelerle bizleri zoraki bir çözüme güya muhtaçmışız gibi bizlere bir çözüm dayatma niyetlerinin asla kabul görmediğini, görmeyeceğini anlattım. Dolayısıyla benim şu anda yürütmekte olduğum yeni siyasetimizin esasında Kıbrıs Türkler üzerinde haksızca uygulanan izolasyon ve ambargolarin kaldırılmasına yönelik de bir adım olduğunu söyledim.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’e izolasyonların kaldırılması ve Kıbrıslı Türklerin  egemenliğinin ortaya çıkmasıyla yeni bir sürecin başlayabileceğini ilk ziyaretinde söylediğini, Holguin’in ise bunları makul karşıladığını belirterek, “Sonra tekrar geldiğinde bunlarla ilgili bir açılım olamayacağını bize söyledi” dedi.

Holguin’le tekrar bir görüşmenin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Tatar, “Şu anda bugün ayrılıyor, başka ziyaret olur mu olmaz mı onu bilmiyorum ama hep birlikte süreci tabii takip edeceğiz.” diye konuştu.