Kıbrıs

Tatar: "Kıbrıs Türk halkına yönelik eşit olmayan muamelenin gözden geçirilmesini istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşik Krallık hükümetine, Kıbrıs'ın garantör güçlerinden biri olarak Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlara karşı sorumlulukları olduğunu hatırlattı; Kıbrıs Türk halkına yönelik eşit olmayan muamelenin gözden geçirilmesini istedi.

"İzolasyonlarımızın hafifletilmesi, barışa katkıda bulunacaktır.” diyen Tatar, adaletsizliğe son verilmesi çağrısında bulundu. En büyük adaletsizliklerden birinin KKTC'ye doğrudan uçuşların yapılmaması olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşik Krallık’ın bu konudaki politikasını gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

Tatar, Birleşik Krallık’tan Kıbrıslı Türklerin  özden gelen haklarına saygı göstermesini de talep etti.

Cumhurbaşkanlığı'ndan verilen bilgiye göre, Tatar, İngiltere temasları kapsamında Londra’da, Martin Daubney'nin sunuculuğunu yaptığı GB News’un canlı yayın programına katıldı.

-"Birçok alanda iş birliği yapılması, hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar için fayda sağlayacaktır”

Cumhurbaşkanı Tatar programda yaptığı konuşmada, “Artık vizyonumuz, Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümdür. Enerji, su, doğal kaynaklar gibi birçok alanda iş birliği yapılması, hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar için fayda sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

Tatar, Yunan Cuntası’nın Kıbrıs Anayasası’na aykırı olarak yapılan darbenin üzerine Türkiye'nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı dolayısıyla düzenlenen çeşitli etkinliklere katılmak amacıyla İngiltere’yi ziyaret ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye, garantör güç olarak Kıbrıslı Türkleri korumak ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlama girişimini durdurmak zorundaydı. O zamandan bu güne Kıbrıslı Türkler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kuzey’deki pozisyonlarını pekiştirmiştir. Kıbrıslı Rumlar ise ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak bilinen ve aslında tamamen Kıbrıslı Rumlardan oluşan bir devlettir” diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:

“İngiltere adadan ayrıldığında, o dönemde bir İngiliz Kraliyet kolonisi olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla eşit kurucu ortak olacaklarına dair bir söz vermişti. Ancak 1963’te, Cumhurbaşkanı Makarios, yeni cumhuriyetin kurulmasının sadece Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması (ENOSİS) için bir basamak olduğunu ilan etti. Kıbrıslı Türkler daha sonra silah zoruyla devletin dışına itildiler ve Anavatan Türkiye’nin, Kıbrıs’a müdahale etmesini beklemek zorunda bırakıldık.”

-Halk için adalet çağrısı...

Halkı için adalet çağrısı yapan Tatar, Kıbrıslı Rumların tanınan bir devleti olduğuna ve adil olmayan bir şekilde 20 yıl önce BM Kapsamlı Çözüm Planı Annan Planı çerçevesinde yapılan eş zamanlı referandumları reddetmelerine rağmen AB üyesi yapıldıklarına işaret etti.

Planı reddettikten sonra Kıbrıslı Rumlar AB üyeliğiyle ödüllendirilirken, Kıbrıslı Türklerin plana destek verdikleri halde birliğin dışında bırakıldığına dikkat çeken Tatar, “O dönemde, Kıbrıslı Türklere, çözüm planına ‘evet’ dedikleri takdirde insanlık dışı izolasyonun ve kısıtlamaların, Kıbrıslı Rumların oyundan bağımsız olarak kaldırılacağı sözü verildi. Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmedi” dedi.

-"Kıbrıslı Rumlar AB'deki pozisyonlarını kullanarak Kıbrıslı Türkleri ambargolarla sıkıştırıyor"

Cumhurbaşkanı Tatar, doğrudan uçuşların, doğrudan ticaretin ve doğrudan temasın yapılamadığı haksız ambargolar ve izolasyonların Kıbrıslı Türklere dayatılmaya devam ettiğini belirterek, Kıbrıslı Rumların bugün AB'deki pozisyonlarını kullanarak Kıbrıslı Türkleri ambargolarla sıkıştırdığını kaydetti.

Kendilerine bu şekilde bir çözüm dayatılmaya çalışıldığını dile  getiren Tatar, "Biz dayatılmış bir çözümü asla kabul etmeyeceğiz” dedi.

-"Birleşik Krallık'ın KKTC'ye doğrudan uçuşların yapılmaması konusundaki politikasını gözden geçirmesini istiyoruz" 

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere’deki ziyaretine, parlamentodaki etkinliklere katılımına ve İngiliz hükümetinden beklentilerine ilişkin soru üzerine ise Birleşik Krallık'ın KKTC'ye doğrudan uçuşların yapılmaması konusundaki politikasını gözden geçirmesini istedi ve şunları söyledi: 

“Birleşik Krallık'ta 350 binden fazla Kıbrıslı Türk yaşıyor. Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan yaklaşık 20.000 İngiliz vatandaşı vardır. Yıllar içinde çok iyi bağlantılar kurduk. Buradaki halkımız İngiliz toplumuyla bütünleşmiş durumdalar. Binlerce insanımız Kıbrıslı Türkleri destekliyor, ancak ne yazık ki halkıma yönelik eşitsizlik halen devam etmektedir. Birleşik Krallık hükümetine, Kıbrıs'ın garantör güçlerinden biri olarak Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlara karşı sorumlulukları ve yükümlülükleri olduğunu hatırlatıyorum. Kıbrıs Türk halkına yönelik bu eşit olmayan muamelenin gözden geçirilmesini istiyorum. Adaletsizliğe son verilmesi çağrısında bulunuyorum. Birleşik Krallık, Kıbrıs'ta tarihsel olarak yaşananları çok iyi biliyor. Birleşik Krallık’tan, özden gelen haklarımıza saygı göstermesini talep ediyoruz. Ayrıca en büyük adaletsizliklerden birinin doğrudan uçuşların yapılmaması olduğunu söylüyoruz. Birleşik Krallık’ın bu konudaki politikasını gözden geçirmesi gerekiyor. İzolasyonlarımızın hafifletilmesi, barışa katkıda bulunacaktır.”

-"Onca yılın ardından birleşme kesinlikle imkansızdır"

Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli bir çözüm için yeni bir vizyon ortaya koyduğunu da belirterek, şunları söyledi: 

“Son 60 yıldır fiilen kendi kendimizi bir devlet olarak yönetiyoruz, Kıbrıslı Rumlar da öyle. Onca yılın ardından birleşme kesinlikle imkansızdır. Federal temelde 50 yılı aşkın süredir müzakereler yapıldı. Bu görüşmelerin hiçbiri bir çözüme ulaşmadı. Bu başarısızlıklar, 2004 Annan Planı’nda ve son olarak Temmuz 2017'de Crans-Montana'da görüldü. Tüm bu süreçler, Kıbrıslı Rumların AB'de tanınan bir devlet olmaları nedeniyle başarısız oldu. Basitçe söylemek gerekirse, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklerle adanın yönetimi, zenginliği ve kaynakları konusunda iktidarı paylaşmaya hazır değildirler. Federal temeldeki müzakereler yıllar boyunca tükenmiştir. Artık vizyonumuz, Kıbrıs'ta iki devletli bir çözümdür. Enerji, su, doğal kaynaklar ve birçok alanda iş birliği yapalım; bu şekilde, hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar için kazan-kazan olacaktır.”