Güney

Üçlü görüşmeyle ilgili haberler

 Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde 15 Ekim’de New York’ta bir araya geleceği gayriresmi akşam yemeğiyle ilgili haberler Rum basınında yer almaya devam ediyor.

Fileleftheros gazetesi “Mayın Tarlasında ve Zorlu Bölgesel Koşullarda Akşam Yemeği” başlıklı haberinde BM Genel Sekreteri Guterres’in devam eden savaş yüzünden bölgedeki çok zor bir ortamda Cumhurbaşkanı Tatar ile Rum lider Hristodulidis’i 15 Ekim’de New York’ta akşam yemeğine davet ettiğini yazdı.

Siyasi menüye sahip akşam yemeği şeklinde sosyal bir görüşme diplomasisi tercih edilmesinin acil durum çözümü olduğunu, çünkü Kıbrıs Türk tarafının resmi görüşme davetine yalnızca şartlarının kabul edilmesi halinde olumlu yanıt vereceğini belirten gazete, Guterres’in Tatar ile Hristodulidis’i eylül ayındaki görüşmelerinin bir ay sonrasında, yeniden dinlemek için çağırmadığının açık olduğunu ileri sürdü.

Guterres’in her iki tarafın görüşleri konusunda tam bir resme sahip olduğunu dolayısıyla akşam yemeği esnasında BM’nin de niyetlerinin ortaya konulmasının beklendiğini kaydeden gazete, BM’nin kartlarını açmamasına rağmen, Guterres’in izleyeceği taktiğe yönelik senaryoları şöyle sıraladı;

“1. Çıkmazı tespit etmek ve hizmetlerine son vermek için liderleri dinleyecek. Bu uzak bir ihtimal olarak addediliyor çünkü BM Güvenlik Konseyine başvurması gerekecek. Böyle bir niyet olmadığı görülüyor.

2. Akşam yemeği sırasında liderlere kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin ve çalışma arkadaşlarının hazırladığı belgeyi verebilir. Bu küçük bir Guterres çerçevesi şeklinde bir 'consept paper'dir ve bir görüşmenin başlaması için verilecek. Bu belge temelinde görüşmeler güvenlik ve siyasi eşitlik konularından başlayarak kademeli ve evrimsel bir yol izleyecek.”

Haberinde Cumhurbaşkanı Tatar’ın belgeyi alması kabul etmemesi halinde ne olacağı yanı sıra bir sonraki adımın ne olacağı sorusunu da soran gazete, buna yanıt vermenin zor olduğunu ekledi.

Politis gazetesi ise “İç Egemenlik Konusunda Plan Tatbikatları- Akşam Yemeği Öncesinde Tarafların Kıbrıs Sorunundaki Sürecin Tümüne İlişkin İkilemleri” başlıklı yazısında, üçlü görüşme şeklinde gerçekleşecek olan 15 Ekim’deki akşam yemeğinin, nihai bileşimine dair yoğun tartışmalara rağmen, Kıbrıs sorununda atılacak bir sonraki adımlar yanı sıra taraflar arasındaki tartışmanın bağlamı açısından kritik ve belirleyici addedildiğine işaret etti.

Yazıda AKEL partisinin Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak düzenlediği toplantıya da yer verilirken, AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun toplantıda Rum kesiminin, BM’nin ilgili kararlarında belirlendiği üzere ayrıca aralarında dönüşümlü başkanlık, çapraz ve ağırlıklı oy aynı zamanda Bakanlar Kurulu'nun tüm kararlarının Kıbrıslı Türk bakanın en az bir olumlu oyuyla alınmasıyla ilgili görüş birliğinin de yer aldığı ilgili görüş birliklerinde de belirtildiği üzere, üzerinde uzlaşılmış siyasi eşitliğe sahip iki kesimli iki toplumlu federasyon çözümü temelinde tutarlı ve sabit kalması gerektiğine işaret ettiğini iletti.

Ancak haberde ismi belirtilmeyen “Kıbrıs Türk kaynaklarının” gelişme halindeki bir müzakerede bunların yeterli olmadığını belirttiğini öne süren gazete, diğer tarafın masaya koyduğu üzere “iç egemenlik” konusunun olumsuz bir unsur teşkil etmemesi veya ilk etapta sürecin bloke edilmesinden kaçınılması için bazı unsurlar bulunması gerekeceğine işaret etti.

İç egemenliğin müzakerenin başarısız olması durumunda bir araç teşkil edeceğini iddia eden gazete, aslında Kıbrıslı Türklerin tanınmasını değil, çözümün temelini değiştirmeye yönelik bir tartışma biçimi ortaya konulacağını ileri sürdü.

Kıbrıs Türk tarafının belirli güvencelerle görüşmeyi kabul edeceği iddiasına da yer verilen yazıda devamla “kısacası Guterres çerçevesine evet ama iç eşitlik meselesinde ek güvenceler” ifadesi kullanıldı.

Yazıda önümüzdeki süreçte BM Sekreterliği'nin görüşme veya akşam yemeği masasına bir eylem planı koyacağının açık olduğunu da öne süren gazete, bunun 13 Ağustos tarihinde yapılması planlanan ancak iptal edilen üçlü görüşmede ortaya konulmasının planlandığını ekledi.

Alithia gazetesi ise “Yunanistan ve Türkiye Kıbrıs Olmadan da Devam Edebilir- Türk Yunan İlişkileri Kıbrıs Sorunundaki Son Baskı Unsuru” başlıklarıyla manşete çektiği analizde, New York’ta gerçekleştirilecek üçlü görüşmede Kıbrıs’ın kaderinin belli olacağını iddia etti.

Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in ya Cumhurbaşkanı Tatar’ı federasyon çözümüne sürükleyeceğini ya da kendisine iki devlet konusunda bahane sunacağını öne süren gazete, Cumhurbaşkanı Tatar’ın Guterres çerçevesini bütünüyle reddettiğini, Hristodulidis’in ise reddetmediğini ancak Guterres çerçevesinin maddelerinin yeniden müzakere edilmesini istediğini belirtti.

Gazete Hristodulidis’in bu şekilde Tatar’a federasyon çözümünden kaçması için bahane sunduğunu ileri sürdü.

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs’taki iki liderin BM Genel Sekreteri Guterres’in yapacağı davete olumlu yanıt verecekleri konusunda BM’ye güvence verdiğini de ileri süren gazete, Kıbrıs sorununun Türk-Yunan ilişkilerinin ilerlemesi için bir unsur olduğunu, Türk-Yunan ilişkilerinin ise Kıbrıs sorununun ilerlemesi için bir faktör olduğunu belirtti.

Simerini gazetesi ise “Akşam Yemeği Ev Sahipleri Olmadan, Önceden Belirlendi” başlıklı haberinde, elde ettiği bilgilere göre Tatar-Hristodulidis ve Guterres arasında 15 Ekim’de yapılacak akşam yemeğinin Atina ve Ankara tarafından önceden belirlenmiş olduğunun görüldüğünü ve Rum kesiminin başlangıçta yemeğin içeriğini bilmediğini ileri sürdü.

Haberde Rum Yönetiminin çözüm temelinin olası değişikliği konusunda endişeli olduğu iddiasına da yer verildi.