İşte yeni gündemimiz! Marketlerde kullanılan naylon poşetler 1 Aralık itibariyle ücretli hale geldi. Günlerdir bunu tartışıyoruz. Naylon poşet fiyatlarının 20-25 kuruş arasında olabileceği açıklanır açıklanmaz bu konuda isyan bayraklarımızı hemen çektik.
25 Kuruşa dahi laf ediyoruz. Neden çünkü devlet otoritesine güvenmiyoruz. Bu 25 kuruş içerisinden yapılacak olan kesintinin ayrı bir yerde toplanarak çevreye yatırım olarak değerlendirileceği açıklamasını benimsemiyoruz ya da direk inanmıyoruz.
Aklımızda sadece 25 kuruşun market kârı olarak kalacağı fikri var. Neden çünkü yıllarca kamerayla tespit edilen ihlallere ilişkin kesilen trafik cezalarının, ülkemizdeki alt yapıya, trafik kazalarının önlenmesinde kullanılması ve gerçekten trafiğin düzelmesine şahit olamadık.
Yakın bir dönemde Seyrüsefer vergisinin tüketilen akaryakıt yoluyla ödenmesiyle ilgili bir uygulamanın da hayata geçmesi söz konusuydu ancak olmadı. Bunun gibi birçok örnek, bizim atılan ya da atılacak herhangi bir adıma güvenmediğimizi ortaya koyuyor.
Birde aidiyet duygusu var ki, orda da büyük eksikliklerimiz var. Toplumun genelinde çevremize ve trafiğe duyarsız bizler, Güney Kıbrıs’ta büyük alışveriş mağazalarının naylon poşetlerine fiyatı ne ise ödüyor trafik kurallarına muntazam uyuyoruz.
Yine Güney’de emniyet kemeri takmaya özen gösteren bizler, arabamızda kemer takmayınca uyarı veren ses çıkmasın diye emniyet kemeri takılacak yere aparat koyarak susmasını sağlıyor, canımızı hiçe sayıyoruz. Herşey aidiyet duygumuzda, psikolojimizde, devlete olan güvenimizde aslında.
Ülkemizde her yer sanki tertemiz bir tek poşetle mi çözülecek? 25 kuruşu verip, yine çöpe atacağız elimize ne geçecek? Duygusundan kurtulup, artık bir yerden başlama konusuna odaklansak çok şey değişecek.
İşte bu yüzden bizimkisi bir naylon hikayesi. Tek bir gerçek var o da doğaya en fazla zarar veren şey israf. Çocuklarımız, bizler çevreye duyarlılık konusunda eğitilmeliyiz. Bu konuda çevre örgütleri her zamankinden daha fazla bilgilendirici olmalı.
Biz anlamadıysak bu girişimin faydaları topluma aktarılmalı, geri dönüşümü olacağı konusunda güven sağlanmalı.
Mesele yapılanın hedefe ulaşması, devlet otoritesine güvenin artması. Son olarak aidiyet bağları önemlidir. Bu duygu kazandırır; bireysel ve toplumsal sorumluluğu artırır.